Yasal düzenlemeler ve kurumsal yönetim alanlarındaki değişiklikler, menfaat sahiplerinin iç denetimden beklentilerini önemli ölçüde değiştirmiştir. Hem iç hem de dış kaynaklardan ortaya çıkan beklentiler, gereklilikler ve standartlar şirket yönetimlerini risk ve uyum aktivitelerine ilişkin rol, sorumluluk ve ilişkileri tekrar düşünmeye zorlamaktadır.
Şirketler büyümeye devam ettikçe, rekabet arttıkça, teknoloji geliştikçe, küresel sermayenin getirdiği riskler arttıkça ve şirketler sermaye piyasalarına açıldıkça; etkin, esnek ve organizasyonu büyüme, süreklilik ve diğer zorluklara karşı destekleyen bir iç denetim fonksiyonuna olan ihtiyaç ön plana çıkmaktadır.